Thursday, December 22, 2016


Gecenlerde bir filme gittim, yaslilar matinesiydi… Bir salon dolusu 60 yas ustu insanla mutlu bir Noel filmi seyredecektik. Filmi sunmak icin bir film elestirmeni geldi, 2016’dan neler cektigimizi anlatti. Hicbir senenin bu seneden daha kaotik olmayacagini soyleyerek, “it can only get better after this” dedi. Yanimda oturan yasli basil insanlar, “ah, evet hem de nasil” diyerek, ellerindeki sicak sarapla baslarini salladilar.
Iki gun once yeni  patronumuz yil sonu toplantisi yapti… Gectigimiz senenin uluslarasi captaki felaketlerinden bahsetti… Biz yine sirket olarak paraya para dememistik, o ayri, ama dunya olarak cok fena bir yil olmustu… Umitsiz olmamaliydik, hersey duzelecekti… Bunlari diyen global bir sirketin Ritz’de konaklayan CEO’suydu…
Onceki gun cocuklarin su aralar nasil da hediyeye, sekere, pastaya, kutlamalara bogulup simardiklarindan konusuyorduk… Sonra her duyarli vatandas gibi mecburi bir mahcubiyetle Halep’teki cocuklari andik. O esnada televizyonda bir savas cocuguna yeni yildan ne bekledigi soruldu… “yatak” dedi... vicdanimizdan vurulduk, sonra unuttuk.
Bunlar kendi basina okyanusun ortasinda oturan, sinirlarinda denizden baska hicbirsey olmayan bir ulkenin baskentinde, en sakin, en tuzu kuru, en eli yuzu duzgun semtlerinde oldu… Savasin icindeki insanlar, evlatlarini sehit vermis analar, donusu olmayan yollari gozleyen kadinlar, babasiz kalmis cocuklar o esnada orada yoktu...
2016 iste boyle gecti.  Bazilari icin uzaktan bakip sikayet ederek, bazilari icin acilarin en buyugunu cekerek…
Duzelmez diye dusunuyorum… Hicbir umudum yok. 

No comments: