Wednesday, January 31, 2007

Evofis - Bolum II


Iki ay oldu evden calismaya baslayali...pekcok sey ogrendim bu sayede ve gunun birinde tekrar ofis ortamina donersem, bir daha hic trafikten, yorgunluktan, kendime vakit ayiramamaktan sikayet etmeyeyeim ve bu kabusu hic hic unutmayayim diye kendime notlar:


- Dort gun araliksiz evden cikmadigim bir donemde zamanimin, hayatimin kontrolunu oyle kaybetmistim ki, ayni kiyafetleri hic cikarmadigim, dusa girmek icin bile bir sebep aradigim oldu...bir gun nihayet kendimi silkeledim ve dort rekor gunden sonra gidip bir dus aldim, guzelce giyindim suslendim, kendime geldim...yemek, icmek gibi, giyinip kusanmak gibi, dus gibi en temel aktivitelerin bile hizla akip giden hayatlarimizda onceden programlanmis bir yeri ve zamani varmis boylelikle anlamis oldum... (Tuna'ya sabri ve anlayisi icin buradan tesekkurlerimi gonderiyorum :))


-bir aksam, tesaduf eseri cop atmak icin kapiyi actigimda bir de ne goreyim?? Memlekete kis gelmis... aksamlari Tuna eve geldiginde yanaklari buz gibi olurdu yavrucagin, bundan suphelenmeliydim belki, ama ne bileyim, ben yunlu hirkalarimin, pofuduk terliklerimin icinde pek ihtimal vermemisim iste. Demek insan evden cikmadikca, gunleri haftalari mevsimleri bile haberi olmadan kasla goz arasinda kacirabilirmis, ve koskoca iki ayi iki gun gibi yasayabilirmis, bu sayede ogrendim...


- Zamani kisitli olmayinca insanin, nasilsa yaparim diyerek erteledigi seyler cig gibi buyur ve nihayetinde ustune cokermis... normal sartlarda tren yolculuklari sirasinda okunmasi planlanan kitaplar kosede okunmayi bekler, "nasilsa evdeyim, yikarim" dedigim sepetler dolusu camasir dolaplardan tasar, guzelce duzenlenmesi beklenen dolaplar hep yarinki yapilacaklar listesinde itinayla yerini alirmis..ve yarin hep yarin olarak kalirmis... maalesef insan elinde zamani ne kadar azsa o kadar iyi organize yasarmis ve her gunu "bugun cok yoruldum ama ne cok is yaptim!" seklinde bitirebilme huzurunun yerini hicbirsey dolduramazmis...


- Insan ne kadar insan yuzu gorurse hayata o kadar cok baglanirmis... Sen evdeyken ve baskalari isteyken maalesef yapacak cok seyin de olsa hayat durdugu yerde kalakalirmis... Pencerenin onunde can cekiserek olen tilkiden, ruzgarin devirdigi bahce citinden ve kulakliklari ile muzik dinleyip hoplaya ziplaya mektup dagitan postacidan baska gun boyu pencerendeki goruntu hep ayni ise, maalesef hayatta cok da fazla dort gozle bekledigin birsey olmazmis... Ne film afisleri, ne yeni sezonun trendleri, ne gecen gun trende gelirken basina gelmesi muhtemel ilginc olay... evden cikmadigin surece anlatacak, konusacak hicbirseyin de olmaz, eski halinden farkli bir insan olmana ramak kalirmis.


- Sonra...gunler sonra... hasbelkader evinden disari adim atmaya gorsun insan.... birden kendini sudan cikmis balik gibi hisseder, ne yone gidecegini sasirirmis... O ezbere bildigin yollar unutulur, hangi saatte ne tren vardi karistirilir, yanlislikla bir de kalabalik bir insan grubu icine dusulse hele, gozune fener tutulmus tavsan yavrusu gibi oldugu yerde kalakalinirmis...


- "Senin yerinde olmak icin neler verirdim" diyen arkadaslara ve basta kocaya "sen gel de bir hafta evden cikmadan gecir bakalim" diye laf anlatilmaya calisilir, yine de "ben bir yerde yanlis mi yapiyorum acaba" diye dusuncelere dalinirmis...


- Son olarak, bakacak bir cocugun yoksa ve kendi isinin patronu degilsen evden calismak fikri calisma hayatinin en izole en asosyal kararlarindan biriymis, ama degistirmek senin elinde degilse zaten, cok da fazla secme sansin kalmazmis.


iste kisaca hayat evdeyken boyle....hala heves eden varsa hemen asagidaki fotografa iyice bakmalarini tavsiye edecegim nitekim su anda icinde bulundugum durumu en iyi bu ifade ediyor......bakin ciddiyim... kaciiin kurtarin kendinizi...gidin ofislerinize biligsiayarlarinizin baslarina.... sarilin o en nefret ettiginiz ofis arkadaslariniza.... kahve yapin kendinize evdeki kahvenizden on kat daha az kaliteli de olsa, keyifle icin sonra forward edilmis komik bile olmayan emaillerinizi gizlice okuya okuya.... insan icindesiniz ya...dunya icinde sizi dinleyen, sizi goren, "ustundekini nerden aldin guzelmis!!" diyen, ya da en kotusunden arkanizdan dedikodunuzu yapan biri bile olsa; varliginizin farkinda olan baskaca insanlar var ya... sizden mutlusu yok bu dunyada.... heey kime diyorummm... duymayacagim bir daha tek bir sikayetinizi... calisin bakayim uslu uslu.... hah soyle...grrrrrrrrrrr :)