Saturday, February 24, 2007

iyi ki... 29 oldum...

hala inanamiyorum... 29 hic planda yoktu oysa, cok cok uzakti sanki baska bir hayattaydi.... cocukken tum hayallerim 28 yasinda sona ererdi benim... butun amaclarima ulasirdim 28 yasima kadar..cok basarili, ince topuklu ayakkabi giyen, cantasini koltugunun altinda tasiyan kadinlardan olurdum ben 28 yasinda... cok param olurdu, cok iyi isim olurdu... hatta bir kizim bile olurdu... 29'a da hayal edecek bir sey kalmazdi dolayisiyla... hic dusunmemistim gerisini... peki sonra??
simdi bakinca... gecmis senelerden bir farkim yok gibi... yarim saat oncesinden de olmadigi gibi... 29. yasim disinda...

yine de haksizlik etmeyeyim ... 29. yasin kapisini aralayip urkekce iceriye baktigim su anlarda dort gozle bekledigim seyler de var aslinda...
tuna'nin benim icin hazirladigi ve gunlerdir hicbir bilgi sizdiramadigim surprizim var ornegin... gidiyormusuz biryere, sabaha yolculuk varmis... nereye? bilmiyorum... yine de sevincten uyuyamiyorum...

ya da dun itibariyle resmiyete kavusan hayallerimin isi var... evet bir plazada... evet evden cok uzakta... her milletten insanlarin calistigi bir ortamda... uzun zamandir yasadigim bunalimin bir geri odemesi olarak alip kabul ediyor, Allah'a sukrediyorum.

o da olmazsa Murat'in nisani var mesela... sonra belki de dugunu... arada aklima geliyor... gozlerimin dolmasina engel olamiyorum...

Mert'im Amerika yolcusu bir de iki ayligina... koltuklarim kabariyor ama bu daha dunku cocuk; oralarda bir basina ne yapacak dusunmeden edemiyorum...

ama tam bugun... icime donup bakiyorum...buyutmusum kendimi ben bunca senedir.... pek cok sey ogrenmisim bana dair... hani aksamustleri icime dusen huzursuzlugu anlamaya calisirdim ya hep; artik sadece "ben aksamlari huzursuz olurum" diyorum... ya da on dakika once okudugum birseyi unutsam yine kendime soylenmek yerine; "fil gibiyim 10 sene onceki herseyi hatirlarim, iki dakika oncesini unuturum" diyip geciyorum... ya da bes seneden sonra; Tuna gelince eve her aksam "bin tane omrum olsa, yine seni bulurdum" diye icimden geciriyorum.... mutluyum... 28. yasimi cocuklugumun hayallerine birakiyor, 29'la kucaklasiyorum... opuyorum yanaklarindan, hosgeldin ben de artik seni bekliyordum diyorum... cocukluguma, cocuklugumun tum hayallerine, yapmak istediklerime, yapabildiklerime, ve hicbirsekide beceremediklerime hoscakal diyor, kendime yeni, soyle temizinden bir sayfa aciyorum.... kalemlerim biraz asindi sanki, oyle fosforlu filan da degiller, ucundan pembe puskuller de sarkmiyor hayallerimin, ama sanki ben artik daha iyi yazmayi beceriyorum.. 28'e kadar ne hayaller kurarak yasamistim, bundan boyle hayallerin arasina lavantalar koyup dolaplara kaldiriyor, kendi hayatimin tadini cikartmaya basliyorum... icimden bir ses boylesi daha guzel olacak diyor ...

her ne ise beni bekleyen artik... ben de onu dort gozle bekliyorum...
























Thursday, February 15, 2007

Sevgililer Gunu Delirmesi


Basimda kavak yelleri estigi donemlerde eminim boyle dusunmezdim, ama su aralar bu sevgililer gunu yutturmacasina sinirlerim bozuluyor. Dun yine nadiren disarida oldugum bir gune denk geldi bu meret gun, ve gozlerime inanamadim. Oncelikle tum cicekciler, "Sayin Musteriler! Biz sizin enayi oldugunuzu dusunuyoruz, o yuzden yapraklari dusmek uzere ve yarin solmaya garantili 7 tane gule ve beraberinde bir ton yesil yapraga 80 pound istiyoruz, ama ne yapalim bugun sevgililer gunu, mecburen alacaksiniz, o yuzden idare ediverin artik." diye tabela assalar ve tum satislarini bu tabela altinda yapsalar bence cok daha samimi bir goruntu cizerlerdi. Ustelik bu gullerin kendilerini akilli sanan bir takim tuccarlar tarafindan dunyanin bir ucundan birsuru benzin yakip zavalli dunyamizi daha da kirleterek buraya kadar getirtildigini ve 80 poundun belki de bir baska ailenin bir haftalik gecim parasi oldugunu da dusununce bu buketleri satin alan her kisiyi oracikta insanlik sucundan yakalayip polise teslim edesim geldi. Bu ne sacmalik, bu ne mantiksizliktir diye delirirken birden Tuna'yi dusundum... yapabilir miydi? bu tuzaga dusebilir myidi?? Cok gecmeden benim akilli kocam paket kagidina sarilmis 5 tane kirmizi laleyle koseden gorundu. Ona bile bozulmadim diyemem, sonucta bu laleler belki guller kadar populer olmayabilirdi, ama bugun tuttugunu opmeye kararli bu cicekciler bunlari bile iki kati fiyatina satmis olabilirlerdi...Yine de kadin tarafim agir basti ve guzelim laleleri cok sevdim :)



Derdim para pul degil arkadaslar, hatta hic oyle sosyalist bir tarafim da yoktur bilen bilir... Bir insanin 80 pound harcayasi vardir, gider ister gul alir, ister diken, bana ne.... Ama neden bugun, ben isin bu kisminda takiliyorum. Yarin al, hatta o 80 pounda bir hafta boyunca hergun karina gul al... dusundugun gunu kurtarmak degil de, sevdigin kadinsa, onun da daha cok hosuna gider zaten boylesi. Ama neden bu sacma sapan gun? Eve gelince "hani benim gulum??" diye paylanacagindan korktugu icin mi yapar bu hatayi bu erkek milleti? Eh kardesim, sen tum sene kadina kole muamelesi yap, sonra 14 Subat'ta 80 pounda kendini affettirmeye calis!! Olacak sey mi? Tum sene efendi uslu durup azicik anlayisli olsan, bir sefer de camasirlari makineye sen atsan, ne bileyim, cocuk aglarken arkani donup horlamaya baslamasan, kimse senden kalkip gul beklemez, "benim kocam zaten bitanedir" der, o 80 pound da cebine kalir, alir karini yemege gidersiniz... Ayrica bir buket gul aldiktan sonra kadina daha fazla kole muamelesi yapmaya hakki oldugunu dusunen erkekler de taniyorum ben, ki "gul bile aldik yaranamadik" seklinde bir yuzsuz aciklamalari da vardir. Brrr....Kanimi dondurur boyleleri... Bu konuda sucladigim tek mercii, kadin milletinin bir gul bir pirlanta yuzuge tavlanacagini toplumun kafasina kaziyan tuketim sektorunden baska birsey degildir bence.



Ama butceleri ayri olan sevgililer icin bu 14 Subat geyigi biraz farkli olabilir, bunu da anliyorum kesinlikle. Belki de kadin, o noktada kendine verilen deger icin bir olcum aracina ihtiyac duymaktadir, ve bu 80 pound bu acidan etkileyici bir sonuc olabilir. Soranlara "Ayy goruyo musuun tuttu bana 80 pounda/80 milyona/ 80 dolara artik neyse.. gul aldii, ne sekkeeeerrrr" diyebilir. Saygiyla karsilamak, ama mumkunse bu kisiyle azicik akillanana kadar muhatap olmamak gerekir. Zira evlenip bucaklanip o 80 poundun / 80 milyonun firsat maliyetini degerlendirip baska islere yarayabilecegi aklina gelince zaten bu insan kendiliginden dunya yuzune inecektir.



Kisaca oyle ya da boyle, birilerini seven, sevmek isteyen, sevdigini gostermeye calisan, gosteremese de elinden geleni yapan, yapamasa da "ne yapalim ben boyleyim" diyen herkesin her gunu sevgililer gunu olsun, boyle toplumsal dolduruslar da kanunen en yakin zamanda yasaklansin dileklerimle bu delirmeyi de boylece atlatmak istiyorum. Onun yerine "erkeklerin camasir yikama gunu" olsun mesela... ya da " Kadinlarin arabayi tamire goturme gunu"... Nasil fikir ama?