Monday, June 18, 2012

Biz Anadolu kizlari, baskalarinin mutlulugunun kendi sikintisindan gectigini sanan bir kusak kadinin evlatlariyiz diye dusunuyorum bazen. Ben en azindan oyleyim.. Teyzem, annem, hepsi ne kadar verirsen bir o kadar daha vermelisin felsefesiyle hayatlarini baskalarini mutlu etmeye adamis kadinlardi.. hala da oyleler..

Ama anneannem..

Benim beyaz sacli, ak guvercin gibi bir anneannem vardi.. Cok guzelmis gencliginde, 80 yasinda bile goren anlardi. Iste anneannem hicbir zaman boyle kadinlardan olmadi.. en buyuk hayat felsefesi "essek kovalasin" idi mesela.. Kafasini birsey cok yorduysa "amaan, essek kovalasin" der gecer, bir daha da lafini acmazdi. Belki de bu ic rahatligiyla bir ameliyat sirasinda duran kalbi calisti, girdigi bitkisel hayattan cikti, ustune 30 yil daha yasadi... Bir gece kirilan bacaginin yuzunden yatip bir daha da 7 sene boyunca kalkamadigi yataginin icinde 88 yasinda kendi kendine - ve bana kalirsa kendi istegi ve bilinciyle -  hayata gozlerini kapadi. Oyle kontrollu bir kadindi ki, sanki istemese hicbirtaraflara gitmez, yine de hayatta kalirdi.

Ama kotu bir insan miydi? Asla.. Sadece prensipleri vardi.. Kendi evinde yasardi mesela.. Ajansi kendi televizyonda seyretmeyi severdi. Dort evlat yetistirmis, hepsine gereken ilgiyi sevgiyi gostermis, gerekmeyeni gostermemisti.. Annemi 40 yasinda utana sikila dogurmus, dogdugu gibi de 10 yasindaki kizinin kucagina vermisti. Oglen uykulari, ikindi gezmeleri vardi.. Demem o ki, kendini bilmis, kendi hayatini yasamis bir kadindi.

Tam tersine kizlari, tum bu duzeni ters cevirdi...Bu iki kiz genc yasta - biraz da mahalle baskisiyla - buyuk, varlikli ailelerin capkin, ele avuca sigmaz ogullariyla evlendi.  Evlenir evlenmez, kendilerini kalabalik sofralar kurup sofralar kaldirirken, cocuk dogurup cocuk buyuturken, yasli kayinvalidelerin tirnaklarini kesip saclarini tararken buldular. Koca olarak kendilerine secilmis oglanlar, neyse ki ozunde iyi yureklilerdi de sonradan azicik duruldular. Yine de "oglana es" den once "eve gelin" olarak secildikleri ilk gunden asikardi belki de, bizimkiler bu durumu hic anlamadilar.

Biz buyur giderken, annem calisan bir kadindan bile yogundu. Gelen giden misafirleri, evin icinde devamli bir kosede oturan yasli teyzeleri, sonbahar/kis/ilkbahar/yaz temizlikleri, gidilecek pazarlari, pisirelecek yemekleri vardi... Devamli bulutlu bir ortamda durmak bilmeyen bir donguydu bu.. Butun bu yasananlar icinde ne ara 18 yasinda girdigi evde 35 sene gecirdi annem? Kendisi icin ne yapti? Durup dusundu mu? Sanmiyorum.. Vakit dardi, is coktu bizim evde.

Donup baktigimda, annemin en buyuk zevki neydi acaba diye dusunuyorum.. Bir cevap bulamiyorum.. Bir cocuk annesinin soyle yurekten keyif aldigi, sadece kendisi icin yaptigi birseyi bilmez mi? Ben bilmiyorum..  Olsa olsa, aklima yine teyzemle oturup ictigi caylar, ve elleri bos kalmasin diye bir yandan da sardiklari sarmalar geliyor..

Butun bunlarin icinde kendimi dusunuyorum..Hayatin her dakikasindan almaya calistigim keyifi.. Yogun calisma temposu icinde iki dakika da olsa isi gucu birakip kendime oncelik verisimi... Cocuklari bakiciya birakip butun gun sokaklarda kendi basima gezisimi.. Ise gidiyorum diye evden cikip gittigim filmleri..Kendi cocuklarimdan baska kimsenin sorumlulugu olmadan yasadigim su basibos gunleri.. Vicdan azabi duyuyorum..Annemin hayatiyla karsilastirinca kendi sorumsuzlugumdan, dertsizligimden, rahatligimdan utaniyorum.

Yine de mutluyum.. Mutlu olmayi becermeyi ogrendim etrafimdaki kadinlardan ogrendigim mutsuzluklardan. Baskalariyla birlikte kendimi de dusunmeyi... Baskalarini mutlu etmeye calismaktansa kendi mutuluguma sahip cikmayi ogrendim.

Beni bu memleket mi boyle yapti diyorum bazen? Yoksa anneannemin geni bir kusak atlayip bana mi bulasti? Her ne ise durum, ondan bile mutluyum... 





3 comments:

derin said...

canim kisilik ve kusak farki, ben de senin gibiyim...
ama biliyorum ki kendim mutlu olmadan ne cocugumu mutlu edebilirim ne de kocami...

alimerginoglu said...

Super bir yazi olmus... Anneme okutmaliyim.

Www.uckuruslukdunya.com

Meto said...

canım ne kadar güzel ifade etmişsin hissettiklerini.. ben de farkettim ki uzun süredir okumamamışım yazdıklarını.. harikasın..
sevgiler
Meto