Sunday, December 05, 2010

bir hayata yeni bastan...

gerektiginden uzun suren bir ikilemi, ust uste durmadan 4 gun yagan kar cozdu, sonrasinda da eridi gitti...

en bastan beri kararliydim, daha az calisacak, is guc meselelerine daha az kafa yoracaktim..

ancak baska bir firsat cikti karsima.. kacirilmamasi gereken birsey olabilirdi. Degerlendirmeli miydim?

annem bile ayni fkirdeydi.. yapardim ben, her isin ustesinden gelebilirdim.. ihtiyac aninda imdat diyecegim tek bir insan (ana baba komsu vs.) olmadan hem isimde ilerler, hem gunde 3 saat yolculuk eder, hem is cikislarinda iki yas bunalimina grizgah eden 2 mini canavarla ugrasir, ustune her aksam cesit cesit yemekler, sutlaclar yapar, yavrularimi iyi besler, iki elim kanda olsa beyazlari onyikamali yikar, yine de ben bu isin altindan kalkardim.

Is konusunda da gerekli kontaklar kurulmus, ilgili yerlerden onaylar alinmis, aklimda "interview" sorulariyla trenlerde hayali gorusmelere baslamistim..

ancak kalbimin icinde biryerlerde birsey iplerimi devamli geri cekti.. olmaz dedi..

en sonunda isin icinden cikamayip "Allahim birsey olsun ki karar vereyim" dedim..

Nitekim cok guzel birsey oldu - hemen ertesi gun..

Hic durmamacasina gunlerce yagacak bir kar basladi..

Uc gun boyunca cocuklarla evden cikamadik.. Ne Nicola ise gelebildi, ne biz gittik.. Dip dibe, burun buruna uc koca gun.. ara ara annenin babanin calismasina bile izin verdi yavrularim, bir an olsun bizi uzmedi..haftasonu travmalarinin hicbirinden eser yoktu, sanir2im biryerlere kacmak uzere olmadigimizi anlamislardi.

Kisaca bu olay hepimize ilac gibi geldi. Cocuklarin gozlerindeki o dogal nese, anneyi babayi devamli etrafta gormenin veridgi huzur inanilmazdi. Ben yan odada calisirken sirayla oyunlarini birakip yanima geliyorlar, ben tam bir cadi anne olarak "yine ne var!" moduna girmisken, bir kucucuk sarilip geri gidiyorlardi. Bazen Ozan bir kitabini alip geliyor, sandalyemin yanina oturup bacaklarini carpraz yapiyor, onbes dakika boyunca hic sikilmadan ayni sayfalara bakip kendi kendine konusuyordu.. Bazen de Ezgi Pitir pitir kosarak geliyor, ellerini birbirine surterek "tabi tabi (teletubby) bittiiii" diyordu.. Bu dort gun boyunca Ezgi her muzurlugun altindan cikan bir badem sekeriydi, ozan da opulmeye kucaklanmaya doymayan bir lokum.

peki ya ben?

ben sanirim hic hayatimda bu kadar huzurlu olmamistim.

bu pazar itibariyle de, haftalardir yaptigim onca monologun, diyalogun ardindan kararimi verdim.

Sanirim bu is gidecek, baskasi da gelirse gelecek gelmezse de gelmeyecek.. ama benim cocuklarimin 2. yasi her gun birer birer gececek.

Kisaca demem o ki, ben bu kis 3 gun ofiste, 4 gun evdeyim..

Beklerim :)

5 comments:

derin said...

hangi gunler evdesin ben derini kapip gelicem artik senin lokumlari yemeye, daha fazla dayanamicam :)

merak etme canim daha iyileri seni bulacak, is lastik top atiyorsun geliyor, ama o lokumlar kristal toplar hem de en nadidesinden

coco said...

su anda hayallerimin kadini olmus durumdasin mugecim, 1 dogumla 2 kus arti 3 gun calismayla maas ve emeklilik :)

alimerginoglu said...

Hah çok şükür! İç huzur kariyerden daha kıymetli. Unutmayasınız efendim :)

Alim
www.alimrachel.blogspot.com

duygu said...

pisman olmayacaksin eminim..su reklam slogani ne kadar da dogru "evdeki huzur,zenginlik budur"

merve said...

her şerr de bir hayır var derler ya müge abla işte tam öyle olmuş.gerçekten çok sevindim senin adına.bol bol öp kokla onları,sende bi güzel dinlendir ruhunu gönlünü...