Monday, April 02, 2007

Bruge'den...


24 Subat 2007'den... Surprizlerin en guzelinden...
Bruge'den manzaralar


Nereye gittigini bilmedigim bir yola koydu Tuna beni...az gittik uz gittik...dere tepe duz gittik..

Sonra kendimizi once Azalea Otelinde...



sonra da burada bulduk.


Durmayan yagmura ve acmamis agaclara ragmen gozaliciydi Bruge...
Tozlu bir rafta baharin gelmesiyle anlatilmayi bekleyen bir masal kitabi gibiydi.


aksamlari, hele bir de biraz daha az insan olsa ortalikta, yuzyillardan beri calan canlarin sesiyle insan kendini ruyada sanirdi




Tutmadik daha fazla kendimizi, yine yollara vurduk..Bruge'de her yolun sonu bir baska yola.....



Her kanal bir baska kanala baglandi...
Bende ise 29 yilin muhasebesi her adimda biraz daha tamamlandi



yorgundum az da olsa... ama emindim...bu sene baska olacakti!

Tum sevdigim insanlarla konustum teker teker... o esnada binlerce kilometre otede bir baska insanin kalbi de baska bir mutlulukla atmaktaydi...
kahve yapip titreye titreye goturen eller vardi uzaklarda, benim de aklimin yarisi oradaydi... tum aile bulusmustu bir ben yoktum ortalikta...


yine de cok sikayetim olmadi halimden...29 senemin son 6 senesi mutlu olacagim yerde bulunamiyorsam, bulundugum yerde mutlu olmayi ogretmisti sanirim nihayetinde bana.



Bruge'e ikimiz de uc kisi gitmistik aslinda... Ben Orhan Pamuk ve Tunayla... Tuna, ben ve Bruge Rehberi ile.. Birimizden sikildigimizda digerimize sarildik, kimse kimseyi ihmal etmedi bu sayede..


Tuna, bira sisesinde ben ise midye kabugunda balik olduk bu sehirde... yedik, ictik, beraberimizde cikolataya batirilmis portakal dilimleri ve ese dosta bolca truffle getirdik...



Bu banki getirdim ben bir de yanimda, kafamin icinde digerlerinin yanina koydum...
Arada bir kendimi orada otururken gorur oldum su aralar... Onumde kanal usulca kayiyor...Arkamda sira sira yesil, kirmizi kapilardan yasli insanlar giriyor cikiyor...Postaci bisikletiyle mektup dagitiyor...
Ben buracikta oturuyorum, Bruge gozumun onunden akip gidiyor..



4 comments:

coco said...

ya ben fotoğraflarla ilgili 1-2 konuya değinmek istiyorum:
oto içi karesinde 'allahım bu hangi aynanın hangi açısı' diye 10 dakika bakıp sizin arabanın ingiliz malı olduğunu hatırladım rahatladım. sen terste oturuyosun aslında:)
senin solo pozlarında böyle dingin mi desem hüzünlü mü desem bir ruh hali sezdim. sonra bulunduğun ortamın da zaten oldukça kasvetli görünmesinden diye düşündüm.
KAR'ı gördüm, allahım bu Orhan Pamuk'u okuyamıyorum bende bir özür mü var acaba diye 15. kez düşündüm.
Belçika birasını gördüm ağzım sulandı. Krieg içtiniz mi Krieg? ay her çeşidini deneseydiniz of canım çekti.
ortalıkta olmama hadisesi: bizim küçük prenses de emeklemeye başlamış dişi çıkmış saçı uzamış teyzesi ama ben kaçırıyorum en güzel günlerini. insan aynı anda 2-3-4-5 yerde olabilse keşke di mi? mesela ben hem ceydayla oynasam hem akşam film festivalindeki filmime gitsem hem haftasonu avrupayı gezsem hem kış aylarında tropik adalara gidebilsem. ama olmuyo tabi. yaa hayat işte, ne demişler her seçim bir vazgeçiştir. ay laf geyikmiş ama anladın sen ne dediğimi. öpücükler güneşli günler

alimerginoglu said...

Sayin Visa, Brugge fotograflarinizi ve yazinizi cok basarili buldum. Brugge hüzün ve biraz da uzak... Yazmaya devam. Bu arada benim kitabın yeni baskisi galiba yaza geliyor, haberiniz ola. Keira Mavi kizimiz ellerinizden operler. www.alimrachel.blogspot.com

UZAK said...

alimcim aldim ben mesaji peki anladim: yanlis yazmisim bruge'u demek..halbuki neymis?? brugge'mus ;)o kadar da kontrol etmistim halbuki... sizden de bi istanbul yazisi bekliyoruz bu seyahatlerden sonra o zaman... havalar duzeldi artik baglasan durmayiz bizi ilk firsatta oxforddayiz.. keira mavinin yanaklarindan issirmaya ..sevgiler

alimerginoglu said...

Maggie! Bruge yanlis degil. Flaman arkadaslar mutlu olsunlar diye 2 "r" ile yazdım. Atlas Jet ile ucarsaniz inflight Jetlife dergisinde Oxford yazım var. Mesajım sudur: Oxford'a geliniz ve bir de guzel kaleminizden siz bir yazi döktürünüz.