Friday, December 15, 2006

evofis

Evim, ofis oldu benim...ofisimin de artik kapisi kilitli, gelen gideni yok... iki haftaya kalmaz baska birinin ofisi olur, kapisi acilir, icinde yine sesler, soluklar olur, o yuzden uzulmuyorum. Ne gunler, ne aksamlar, ne haril haril calismalar, ne kavgalar, ne gulusmeler, ne anlamsiz, ne anlamli konusmalardan sonra evimdeyim, guvendeyim. Gerci calisma masamiz tunanin istedigi kadar derli toplu degil artik, ama olsun...kahve fincanlarim, el kremim, onlarca kalemim, zimbam, ajandam ve dosyalarim ile artik 9.30 - 5.00 arasi evofisimdeyim, calisiyorum... oyle ki; artik sabahlari panik icinde uyanmiyorum , gozumu acar acmaz ilk gordugum sey saat olmuyor...nasilsa trenler bensiz ayriliyor bizim istasyondan, artik acele edecek birsey yok... bazen uyanir uyanmaz yatagi ortup guzelce giyiniyor, canim istemezse tum gun pijamanin icinden cikmiyorum.. kahvaltilarda daha once hicbirzaman bitiremedigim bir fincan cayin artik dibini goruoyr, hatta sonra inip asagiya bir de saglam kahve yapiyorum, ama hazir olanlarindan degil, kahve makinasinda usul usul fokurdaya fokurdaya yavasca pisenlerden... eglence olsun diye kahvenin icine bazen portakal rendeliyorum, bazen de tarcin atiyorum.. gazeteleri okumak artik ogleden sonrayi bulmuyor, en cok da buna seviniyorum... annemi ariyorum istedigim saatte, "eee, daha daha ne var ne yok" diye lafi uzatiyorum hic cekinmeden eskidenin aksine...kimse ne muzigime ne sessizligime karisiyor.. oglenleri ayaklarimi uzatip uc bes sayfa kitap okuyor, yollarda surunerek harcayacagim zamanlarda biber dolmasi yapiyorum... yine de cok da oyle mutfak insanlarindan olmadigimdan belki, hala mutfakta 15 dakikadan uzun kalamiyorum... simdilik mutluyum, garip bir enerji patlamasi yasiyor her dakika ugrasacak birseyler buluyorum... iki ay sonra insan yuzu gormeye hasret kaldigimda, sabah trene kosturan makyajli bakimli guzel giyimli kadinlari gorup aglamaya basladigimda, en azindan evde bir insan sesi olmasi icin anlamsiz geyik radyolari acar oldugumda, postacimizin ve gazete dagitan cocuklarin adini ogrendigimde bana ne olacak bilmiyorum...simdilik sadece kendimle gecirdigim zamanin tadini cikariyorum...bakalim anlasabilecek miyiz, merak ediyorum...

2 comments:

Anonymous said...

mesai saatinde ofisten çıkmak serbest mi bilmiyorum ama mügecim şöyle serin serin geniş sokaklarda 45 dk-1 saat yürüyüş de yap benim için olmaz mı? biz burda kalitesiz kömür katranı kokan havalarda karanlık tekinsiz çamurlu kaldırımsız sokaklarda bir araba tarafından çarpılma riski altında yürüyüş keyfi yapamıyoruz. dönerken bi de çiçekçiden ucuz çiçek alırsın vazona koyarsın çalışma masan şenlenir. parkta çalışır gibi :)

Muzaffer Yagiz said...

mugos sende katıldın bizim gibilerin kervanına, 5 yıldır ev-ofis çalışıyorum. Bunun tadı hiçbirşeyde yok canım. Tadını cıkarmaya bak. Öpüyorum seni