Saturday, October 03, 2009

Hosgeldin Nicola

Bakici gunlerimiz - ki dilim "bakici" lafina bir turlu alisamadi -Nicola'nin Eylulun ilk gunu evimizin kapisindan girmesiyle basladi. Ilk hafta kesinlikle alisamadim bu fikire. Kiza resmen misafir muamelesi yaptim. Cocuklardan biri kucaginda aglasa ; "Ah kusura bakma Nicola, senin de basini agrittik" demedigim kaldi... Ha bire, "bisey icer misin? yer misin? " diye sordum, utu bile yapsa, aman yalniz kalmasin diye onunla ayni odada oturdum... Nicola ise bu durumu tecrubesizligime verdi, "Just leave me alone!" diyemese de, buna yakin kibar kibar cumleler kurdu...Ben yine de cocuklarimin altini o gormeden degistirdim, aman ayip olmasin diye guzel yemekler yapip oglenleri ikram ettim, cayini kahvesini meyvesini eksik tutmadim....Kisaca bakici olarak ise alip saatine bilmem ne kadar para odedigim bu kizcagizi krallar gibi agirladim ikramladim... O ise saskin gozlerle bana bakmakla yetindi...

Ikinci hafta bu misafircilik oyunundan en az benim kadar sikilmis bir Nicola olaya el koydu. Oncelikle cocuklarin akillarina estikce kucakta sallana sallana uyumalarini kibar bir dille elestirdi ve 10 aydir oturtamadigimiz bir rutinin ilk temellerini atti... Bu durum bizim kuzulara bolca aglayarak yataklarinda uyumak zorunda kalma seklinde tesir etti ve benim anne kalbim bu ise kesinlikle tahammul edemedi. Ancak sonucta "her cocugun bir programa ihtiyaci vardir" dusuncesiyle kulaklarimi tikayip kanayan kalbime pansuman yaparak olaya alistim. Dort haftadan sonra bugun ikizler 8de kahvalti, 9.30'da gezme, 12'de oglen yemegi, 1'de uyku, 3'de park, 5'de aksam yemegi, 6'da banyo ve 7'de uyku zamani geldigini (en azindan teorik olarak) biliyorlar.

Nicola hemen ardindan internette kisa bir arastirma sonucu civarimizdaki sosyal aktivitelerin bir listesini cikartti.. Buna gore bizim sosyal bocuklerin gunleri Pazartesi: Muzik grubu, Sali: ikizler klubu, Carsama: Oyun Grubu, Persembe: Bos Gun, Cuma: Kutuphane seklinde planlandi.

Bunlarla da hizini alamayan Nicola, ardindan bana el atti... Oturup aylardir yapmaya firsat bulamadigim islerin bir listesini cikartti... Once dort farkli bedenden elbiselerin alt alta ust uste yigildigi dolabimi bosaltti, sonra dogru durust bir cift kot alip Tunanin pantolonlarini giymeme engel olmak icin alisverise, ardindan da kuafore gonderdi. Bir sonraki gun kendinden aldigim gazla tekrar spora yazildim, kahveye, arkadaslari gormeye ve hatta hizimi alamayip sinemaya bile gittim. Kisaca son uc haftada kelimenin tam anlamiyla kendime geldim.

Gonul isterdi ki, hayat boyle devam etsin, ben ise donmek zorunda kalmayayim... Gunlerim gyme gitmek, coluk cocugu sevip oksamak, onlara guzel yemekler yapmak, ogleden sonra kitabimi alip kahveye gitmek, alisveris yapmak, kafayi vurup uyumak, sonra tekrar cocuklarla oynamak seklinde gelsin gecsin...Ama ne mumkun... 26 Ekimden itibaren hafta ici hergun 11 saat ev disinda olacagim, dolayisiyla cocuklardan da uzak olacagim. Inanamiyorum nasil olacak hayatimin bu yeni doneminde nasil herseyi tekrar bir duzene koyabilecegim aklim almiyor?? Ama yasayanlar alisirsin diyorlar, ben de oyle olacagini umuyorum. Zira neye alismadik ki ve kaldi ki baska da carem yok... Ote yandan ise donmeyi de istiyorum gercekten cunku cok sevdigim bir ortamda sevdigim bir isi yapiyordum... Herhalde 21. yy kadinlarinin en buyuk celiskisi bu olsa gerek...Yine de guzel bir isim var, ustelik simdi iki tane de cocugum var diye sukrediyorum sonsuz kere sukrediyorum yine de keske is ile ev arasi 1.5 saat olmasa diye dusunmekten kendimi alikoyamiyorum...

Sozun kisasi, uzun arastirmalar ve beklemeler sonunda Nicolamizdan memnunuz... Ilanimizda ailemize yeni bir uye ariyoruz demistik, aradigimizi da bulmus gibiyiz... Gercekten ailenin bir uyesi gibi davraniyor cunku. Sunu yapmam, bunu etmem kaprislerinde degil. Ya da tipik bakici ezikliginde hic degil. Olmasin da zaten...Biz cocuklarimizin gunde 12 saat gecirecekleri bir insanin onlara rol model olmasini istiyorduk, o yuzden Nicolanin da kendine ozgu durusunu seviyoruz. Ancak yine tecrubeli arkadaslardan da biliyorum ki, ilk seferde dogru insani bulmak heralde cok buyuk sans meselesi. Simdilik gercekten sansli olduguma inanmak istiyor, ancak iki gozumu iki kulagimi da her ihtimale karsi acik tutuyorum....

Iyi niyeti elden birakmayarak umarim bundan bes sene sonra da hala Nicoladan sevgiyle bahsediyor olacagim...Cocuklar da Nicolanin baktigi diger cocuklar gibi yeni buldugu islerde onu kiskanacaklar ve gitmesin diye arkasindan aglayacaklar...

7 comments:

duygu said...

acayip imrendim kizim yaa.. ozellikle de "bana da el atti"kismina.. muge allassen Turkiyeye geldiginde yaninda nicolayi da getir bi de bana el atsin..parasi neyse veririz..
herseyin yolunda gitmesine cok cok seviniyorum cunku bunu hakediyosun..optum sizi.. nicolayi da.. (Dip: Lale-Nicola diyaloglarini dinlemeyi iple cekiyorum.)

UZAK said...

yine de hicbirsey 15 dakika uzagindaki anneye benzemez Duygum...ben de sana imreniyorum mutemadiyen. Gerci anne isine karisinca anne oluyor, bakici karistiginda "bak isini biliyo bu kiz" diyosun oyle de bi durum var. Gerci bu rutin olayini annemle hayatta yapamazdik zira cocuklari biraz bogurttuk... neyse olcak o kadar dimi umarim buyuyunce psikopat olmazlar. Opuyorum...

metin said...

Sevgili Uzaktan.. uzun zaman olmuş senin bloğu okumayalı...Eminim çok güzel büyütüyorsunuz Ezgiyi, Ozanı...Hepinizi tek tek öpüyorum...Özlediğimi farkettim birden sizi... Ankara'nın metrolarında aranıp da bulunan kız, şimdi uzaklarda ama nerede olursa olsun hep kalbimizde..
sevgiler
Metin

duygu said...

psikopat filan olmazlar yavrum merak etme.. sen de tuna da sevkat yuklusunuz bebelerinize..ben de simdi ipleri elime almaya calisiyorum bakalim basarabilecekmiyim..biraz gec oldu ama..

Anonymous said...

ben biliyodum nicola'nın böyle olacağını..bridget jones'um benim ya...çok tatlı kız valla..etrafında böyle biri olması çok güzel, hem seni, hem bebeleri çekip çevirecek bir insan..süper..anneler bunu yapmaz, anneler çekip çevirirken bir yandan da söylenir, şunu niye böyle yaptın, bu niye böyle diye..bu hiç olmazsa söylenmiyor..çok iyi olacak ben inanıyorum..mesafeyi de düşünme, korkma, önce allaha sonra nicola'ya emanetler..dilara

alimerginoglu said...

Nicola'nin bulunmasina sevindim. Duzgun bir ferde benziyor. Sans demissin, dogrudur... 26 Ekim'de ise donus! Hah! Ben senin yerine sizinkilerle Haziran'dan beri calisiyorum. Su tren raylarina bakan faca ofislerinizde epey kafamiz utulendi :) Sonunda iki hafta once projeyio bitirdik. Ilk is butun debit ve kredi kartlarimi yaktim :)) Proje biraz daha devam etseydi Avrupa Insan Haklari Mahkemesi'ne bas vurmama ramak kalmisti. Bunlari gulesin diye anlatiyorum, tabii ki! Biz, insallah Aralik 15 gibi aile nufusunu 4'e cikarmis oluyoruz. Oglanin gelisi ile ailemize dedemokrasinin gelmesini beklemekteyiz. Tea parties oynamaktan biktik :)) Kuzulari oper, Tuna Bey'e selam ederiz.

Alim Erginoglu - www.alimrachel.blogspot.com

coco said...

hem cocuk yap diye gaza getiriyosunuz hem de korkutuyosunuz kardesim su kafasi karisik bunyemi. nicola rezervasyon yapiyor muymus? ikizler buyuyunce ortadan kaybolmasin bana gelsin:)