Thursday, June 18, 2009




annem en yeni torunu Arda Berat'in dogumuyla terk-i diyar etti, kalakaldim Ezgi ve Ozan'la...

ilk gunlerde kapilara bakip bakip agladilar, ben de onlara bakip bakip agladim... annem de cebinde unuttugumuz emzige bakip bakip agladi, topluca aglastik...



sonra alistik yalnizligimiza... Ezo ve Ozzy, anneannenin yaninda getir gotur islerini yapan bu kadincagizin aslen anneleri oldugunu biraz gec de olsa idrak ettiler... Ben de gercek anneligin ne menem bir is oldugunu boylelikle anlamis oldum.

Su siralar sabahin en erken saatlerinde kalkiyoruz hep birlikte, kahvaltisiydi, yemegiydi, camasiriydi, oyunuydu derken gecenin gec bir saatini buluyorum... Bazen diyorum ki sanirim Allah biryerlerden ekstra guc kuvvet isinliyor bana yoksa hayatta dayanilmaz bu tempoya... Ama sonra anliyorum ki annelikle beraber geliyor bu ekstra guc kuvvet, pakete dahil yani. Ote yandan annelikle birlikte azicik psikopatlik da geliyor yanilmiyorsam... Her an gaiplerden aglama sesleri duyan, cocuklari yemek yedikce doyan, kucucuk burunlardaki o koskoca sumukleri cikardikca icinin yaglari eriyen, cocuklarindan bir saniye bile ayrilmasin diye yatip kalkip dua eden, icinde cocuklarin oldugu her huzunlu hikayede hungur hungur aglayan, daha dogrusu cocuklarla ilgili herseye hungur hungur aglayan bir insan oldum ben... Soyle tutup dunyadaki butun cocuklari evime alip hepsine bakasim var, hepsine besleyici nefis seyler yediresim, giydiresim, kusatasim, usuyeniyle sarilip yatasim, hepsini opesim koklayasim var...

ote yandan ezgi ve ozan dunya tatlisi oldular gozumde... Yalniz, onlar benim gozumun nuru ise de, onlar icin sanirim anne hep ikinci planda...ikisinin gozu birbirlerinden baskasini gormuyor cunku. Sabahlari mizmizlanirken birbirlerini gorur gormez gulmeye basliyorlar... Hem de ne gulmek... Sanki komik birsey konusmuslar da aralarinda dayanamayip kahkahayi basmislar gibi... Ya da kendiliklerinden oyuna daliyorlar parklarinda, ne oluyor ne bitiyorsa, bir bakiyoruz kollar bacaklar birbirlerine dolanmis... girdikleri bu sekilden kurtulamayinca da basiyorlar cigligi... Hadiii, anne gelsin ayirsin dolasan kollari bacaklari... Bir de oyle bir donemdeler ki, kotu olan hicbirseyi akillari kesmiyor... Ezo, akilli bidik, done done gelip pat diye aliyor kardesinin elinden oyuncagini... Ama kiskanmak soyle dursun, ikisi de bunun kotu birsey oldugunu anlamiyor, yine basiyorlar kahkahayi... Hadi bakalim bu sefer Ozzy ayni seyi yapiyor, yine bir kahkaha... En son aksamustu olanlari da gorunce kendi masum dunyalarinda ne kadar mutlu olduklarini dusundum yine... Ozan yerde can hirac ustunu giydirmeye calisiyorum, Ezo ise araba koltugunda oturuyor. Bir bagris bir kiyamet, dur oglum, yapma oglum, derken giyinik kalmaktan nefret eden Ozzy basiyor cigligi... Onun bu sikintili sesini duyan Ezo birden elindeki cingiragi salliyor. Cingiragin sesiyle Ozan kulak kesilip aninda kahkahaya basliyor... Ozanin kahkahasini duyan Ezgi de kikirdamadan durur mu? Durmaazz... Bir cingiragin sesin bu kadar gulen, biri guldukce digeri daha da gulen bu iki akide sekeri bir aksamin sonunda daha her turlu yorgunlugu alip goturuyor...

Yorgunluktan, uykusuzluktan ne yaziyorum ne ciziyorum farkinda degilim... anne olanlar benim halimden anlar... hele ikiz annesi olup da kendi basina bakmak zorunda olanlar daha da iyi anlar.... ben gidip yatiyorum herkese iyi uykular...